Muhterem Müslümanlar!
Bizleri en güzel şekilde yaratan, Kur’an-ı Kerim ile hidayete sevk eden, iman ve İslam’la müşerref kılan, bu mübarek cuma gününde, nice alimlerin, şairlerin, erenlerin yetiştiği bu topraklarda, bu güzide camide aynı safta bedenlerimizi ve gönüllerimizi bir araya getiren Yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun.
Alemlere rahmet olarak gönderilen; İslam’ı, imanı, ibadetleri, güzel ahlakı ve kardeşliği bizlere öğreten, ümmeti olmakla şerefyab olduğumuz Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.s.), Ehl-i Beyti’ne, aline ve ashabına salat ve selam olsun.
Aziz Kardeşlerim!
Sizlere, Türkiye’mizden, Anadolu’muzdan, kardeşlerinizden gönüller dolusu selamlar getirdim. Esselamu aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatüh. Rabbimizin selamı, inayeti, nusreti, her türlü nimeti hepimizin üzerimize olsun.
Aziz Kardeşlerim!
Bizler, iki devlet tek milletiz. İslam’a gönülden bağlanmış, birlik ve beraberliği kuşanmış kardeşleriz. Rabbimiz bir, Peygamberimiz bir, kıblemiz bir, gayemiz bir, acımız ve sevincimiz birdir. Bizler tarih boyunca birlik ve beraberlik ruhu içinde hep yan yana, can cana olduk elhamdülillah. Dinimiz, vatanımız, ezanımız, bayrak ve mukaddesatımız uğrunda her zaman aynı safta mücadele ettik. Bu dostluğumuz ve kardeşliğimiz ilelebet devam edecek Allah’ın izniyle. Nitekim ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Müminler ancak kardeştirler.” Hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”
Kardeşlerim!
Yüce dinimiz İslam; gittiği her yeri güzelleştiren bir dindir. Hak ve hakikat, fıtrat, hayat ve güzel ahlak dinidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.); “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” buyuruyor. Rabbimizde Peygamber Efendimizi (s.a.s.) Kur’an-ı Kerim’de; “Şüphesiz Sen büyük bir ahlak üzeresin.” diye tanımlıyor. İslam, adalet ve rahmet, şefkat ve merhamet dinidir. İslam; esenlik ve selamet, huzur ve güven dinidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Müslümanı şöyle tarif ediyor; “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” İslam ilim ve hikmet, irfan ve medeniyet dinidir.
İslam, “Şüphesiz kitabı Sana insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarasın diye indirdik.” ayetinde beyan edildiği gibi insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaran, onlara iyilik yollarını gösteren dosdoğru bir yoldur. Hz. Adem’den Hz. Muhammed Mustafa Efendimize (s.a.s.) kadar bütün peygamberlerin getirdiği dinin adıdır. “Allah katında din İslam’dır” ayetinden de biz bunu anlıyoruz. Bize düşen, inancımızı, değerlerimizi en güzel şekilde öğrenmek ve yaşamaktır. Nesillerimize öğretmek ve onları kötülüklerden korumaktır. İslam’ın ilkeleriyle insanlığa örnek olmaktır. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir ümmet bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” buyurmaktadır. Bu ümmet her zaman hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir ümmettir.
Aziz Kardeşlerim!
İslam’ın ilkeleriyle bizim her zaman ve her yerde tüm insanlığa örnek olmamız gerekmektedir Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin (s.a.s.) ümmeti olarak. Bugün yeryüzü maalesef savaşlar, işgaller ve envai çeşit küresel felaketlerle kuşatılmış durumdadır. Yıllardır Karabağ’da yaşanan mezalimi hepimiz biliyoruz. Allah’a sonsuz hamd-u senalar olsun ki, Karabağ özgürlüğüne kavuşmuştur. Bugün şanlı Karabağ zaferinin yıl dönümüdür elhamdülillah, kutlu olsun mübarek olsun. Diğer yandan Gazze’de yaşananları görüyoruz. Topyekün bir halk, tüm dünyanın gözü önünde yok ediliyor, soykırıma uğruyor. Dünyanın neresinde olursa olsun zulüm ve kötülükleri ortadan kaldırmanın yolu Müslümanların birlik ve beraberliğinden geçmektedir. Zira Müslümanlar kardeşlik bilinci, dayanışma ruhuyla ortak hareket ettiğinde tüm insanlar huzura kavuşacaktır inşallah. Nitekim Cenab-ı Hak bir ayet-i kerimesinde; “Hepiniz toptan Allah’ın ipine sarılınız, tefrikaya düşmeyiniz.” buyurmaktadır.
Aziz Kardeşlerim!
Bizler gücümüzü kaybetmemek için birlik, beraberlik içerisinde hareket etme mecburiyetindeyiz. Her türlü fitne, tefrika ve zulüm karşısında dirayet, basiret ve ferasetle hareket etmek mecburiyetindeyiz. Zira tarih sahnesinde bizi güçlü kılan en temel etken, başta inancımız olmak üzere ortak değerlerimiz, ideallerimizdir, birliğimizdir, beraberliğimizdir, kardeşliğimizdir.
Hutbemi, Yüce Rabbime niyaz ederek bitiriyorum: İlahi Ya Rabbi! Ümmet-i Muhammed’i tevhit ve vahdetle el ele, gönül gönüle daim eyle! Bizi kardeşlikten, iyilikten, adaletten, hak ve hakikatten ayırma. Birliğimizi ve dirliğimizi daim eyle Ya Rabbi. Bizi kendine layık kul, Habib-i edibine layık ümmet; vatanına, milletine ve tüm insanlığa faydalı bir insan eyle Allah’ım.